Kayıtlar

Tavşan Masalı

  Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde yavru bir tavşan varmış. Bu tavşanın adı Pamuk muş. Pamuk ailesi ile birlikte ormanda ki minik bir mantar evde yaşıyormuş. Bütün orman halkı tarafından çok sevilen Pamuk’un bir tek huyu annesini üzüyormuş. Çünkü Pamuk her şeye ağlıyormuş. Günlerden bir gün Pamuk ve ailesi karşı evlerinde oturan sincap ailesine misafirliğe gitmiş. Sincap ailesinin de Pamuk’un yaşında bir yavrusu varmış. İki yavru da bütün akşam boyunca oyunlar oynamışlar, eğlenmişler. Artık uyku saati gelmiş ve Pamukların eve gitme zamanı gelmiş. Anne tavşan Pamuk’a seslenmiş “Pamuk, artık eve gitme zamanı”. Bunu duyan Pamuk başlamış ağlamaya “Gitmeyeceğim, gitmek istemiyorum” diye tepinmeye başlamış. Bunun üzerine annesi ve babası çok üzülmüş Pamuk’u kucaklarına almışlar ve eve gitmişler. Pamuk uyuyunca annesi ve babası bu durumun böyle devam edemeyeceğini ve bir plan yapmaları gerektiğini konuşmuşlar. Önce Pamuk’u karşılarına almışlar ve sürekli ağlamasın

Kıvırcık ve Yeşim’in Masalı

  Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde çiftlikte yaşayan bir koyun varmış. O koyunun adı Kıvırcık mış. Kıvırcık’ın tüyleri çok güzelmiş, hepsi bukle bukle ve bembeyazmış. Kıvırcık’ın en yakın arkadaşı ise çiftliğin sahibinin kızıymış. O kızın adı da Yeşim miş. Yeşim ve Kıvırcık günlerini oyun oynayarak, koşarak geçirirlermiş., Günlerden bir gün Kıvırcık ot yiyormuş, Yeşim koşarak Kıvırcık’ın yanına gelmiş. Yeşim “Kıvırcık babam elinde makasla geliyor kaçman lazım” demiş. Kıvırcık ne olduğunu anlamadan Yeşim’in peşine düşmüş. Yeşim önce Kıvırcık arkada çimlerde koşuyorlarmış. Bir süre kaçtıktan sonra buldukları ağacın arkasına saklanmışlar. Yeşim çantasından çıkardığı suyu önce kendisi içmiş daha sonra bir kaba Kıvırcık için su koymuş. İki arkadaş birbirlerine yaslanarak bir süre uyumuşlar. O sırada Yeşim’in anne ve babası iki yaramazı aramaya başlamışlar. Her yere bakmışlar ama hiç bir yer de bulamamışlar. Çiftlikten çıkmışlar ve daha uzakta ki yerlerde aramaya

Dinlemeden Yargılayan Balıkların Masalı

Resim
  Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde denizin derinliklerinde yaşayan balıklar varmış. Bu balıklar büyüklü küçüklüymüş. En yaşlıları yunus balığı imiş. Yaşlı yunusun adı Tonton muş. Tonton çok uzun yıllar boyunca aynı evde yaşamış, bunu da bütün balıklar bilirmiş. Günlerden bir gün yavru balıklar okullarına gitmek için evlerinden çıkmışlar. Yaşlı yunusun evi okula çok yakınmış. Küçük balıklar yolda bir dalgalanma görmüşler. Bu dalgalanmanın bir köpek balığı dalgalanması olduğunu biliyorlarmış. Ama yıllar önce köpek balıkları ile bir anlaşma imzalanmış, hiç bir balık birbirine zarar vermeyeceğine dair bir anlaşmaymış bu. Yavru balıklar her ihtimale karşı bu gördükleri dalgalanmayı öğretmenlerine söylemişler. Öğretmen çocukları dinledikten sonra Tonton’nun evine bakmaya gitmiş. Eve geldiğinde kapıyı çalmış ama kapıyı açan olmamış. Öğretmen okula dönüp bunu çocuklara söylemiş eğer yaşlı balığı görürlerse, ailelerine haber vermelerini söylemiş. Dersler başlamış ve

Korkusunu Yenen Cikcik Masalı

Resim
  Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir çiftlikte yaşayan tavuk ailesi varmış. Tavuk ailesinin üç küçük civcivleri varmış. Civcivlerden birisi karanlıktan çok korkuyormuş ama bu korkuyu atmak diğer kardeşleri gibi akşamları rahatlıkla dolaşabilmek istiyormuş. Bu karanlıktan korkan civcivin adı da Cikcik miş. Günlerden bir gün anne tavuk ve baba horoz işe gitmek içinden evden ayrılmışlar. Civcivler evde yalnız kalmışlar. Yalnız kalmaktan korkmuyorlarmış çünkü çiftlikte yalnız değillermiş. Hemen yan evde koyun ailesi, ördek ailesi varmış. Karşılarında ise inek ve buzağı yaşıyormuş. Bu yüzden çiftlik civcivler için oldukça güvenliymiş. Anne ve babası evden giden civcivler önce biraz oyun oynamış daha sonra birlikte yemek yemişler. Bir süre sonra çok sıkılmışlar ve dışarı çıkıp bahçede oyunlar oynamışlar. Civciv kardeşlerden ikisi çiftlikten çıkıp biraz ileri de ki ormana gitmeye karar vermişler. Karanlıktan korkan civciv Cikcik ise bunun doğru olmadığını

Taso ve ’nun Masalı

Resim
  Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok iyi anlaşan iki zebra varmış. Aynı ormanda çok yakın evlerde yaşarlarmış. Birisinin adı Zero diğerinin adı ise Taso muş. Zero, Taso’ya göre daha hareketli daha dikkatsizmiş. Taso her gün arkadaşını uyarır daha dikkatli olmasını istermiş. Günlerden bir gün Taso evde çok sıkılmış ve ormanda ki şelaleye gitmek istemiş. Bunun için annesinden izin almış ve arkadaşı Zero’yu da çağırmak için evden çıkmış. Arkadaşının evine gelmiş “Zero, benimle şelaleye gelir misin? Evde çok sıkıldım, biraz oyun oynayalım” demiş. Zero da annesinden izin almış ve arkadaşı ile birlikte şelaleye gitmek için dışarı çıkmışlar. İki zebranın annesi de onlara “Dikkatli olmaları gerektiğini, şelaleye çok yaklaşmamalarını söylemiş” İki zebra da annelerine “Tamam anneciğim” demiş. Zero ve Taso kısa bir yürüyüşün sonunda şelaleye varmışlar. Suyun kenarında oyunlar oynamış, piknik yapmışlar. Zero bir süre sonra sıkılmış ve suya girmek istemiş. Tabi ki de

Karınca Masalları

Resim
  Günlerden bir gün bir karınca krallığı varmış. Bu krallıkta karıncalar iş bölümleri yapmış ve çalışarak krallığı büyütmüşler. Ama bazı karıncalar varmış ve bu karıncalar herkes çalışırken tembellik yapmaya ve çalışmaktan kaçmaya başlamışlar. Bu karıncalardan biri de  Can  mış.  Can  genç bir karıncadır ve çalışmayı hiç sevmezmiş. Bir gün canan adında bir karınca bizim tembel karıncamıza ders vermek istemiş. Diğer çalışkan karıncalara da bu durumu anlatmış ve bir karara varmışlar. Can a erzak vermemeye ve diğer karıncaların işe yetişemediğini söylemenin iyi bir fikir olduğunu bulmuşlar. Günler geçmiş Can çok acıkmış ve kendisine için yemek bulmak istemiş. Yemek arama macerasına atıldığında ise diğer karıncalar çok sevinmiş ve merakla onu izlemeye gitmişler.  Macerada tembel karıncamız  Can  yemek buldukça bu işi sevmiş ve daha fazla bulmaya başlamış. Bunu gören diğer karıncalar çok mutlu olmuş ve koşup ona yardım etmeye başlamış. Bu günden sonra da tüm karıncalar ve  Can  birlikte çal